Helene aileleri karşı çıksa da sevdiği adamla evlenmiş ve daha sonra hayat arkadaşını kaybetmiş, ondan geriye Jeanne adında bir kız çocuğu kalmış, Paris'te yaşayan dul bir kadındır. Bir gün kızı nöbet geçirirken Helene ne yapacağını şaşırır. Kimseyi tanımadığı için nereye gideceğini bilmeden afallamış bir şekilde gece yarısı kendisini sokağa atar ve yan komşusu olan ev sahibinin kapısını çalar. Acil bir doktor gerektiğini,kızının hasta olduğunu söyler. Hizmetçiden ev sahinin doktor olduğunu öğrenir. Doktor yatağından apar topar kalkıp sabaha kadar Helene'nin kızının başında kalır.Neyse ki kız iyileşir. Helene başta çekinse de doktor Henri Deberle'ye teşekkür etmek için kızı Jeanne ile evlerine gider. Helene'ni Madam Juliette Deberle ile karşılar. Henri evlidir ve bir çocuğu vardır.
Her salı Rahip Jouve ve kardeşi Mösyö Rambaud Helene'i ziyaret eder.Yine bir salı günü ziyaretinde Rahip Jouve, fakir bir kadının yardıma ihtiyaç olduğunu söyler ve Helene'i Fetu anneye gönderir. Oraya gittiğinde Henri'nin, Fetu anneyi tedavi ettiğini görür. Yardıma muhtaç olan insanları tedavi eden bir doktordur.Her gittiğinde doktoru orada bulur.Böylelikle Fetu anne iyileşene kadar her gün gider.Her gittiğinde Henri ile biraz daha yakınlaşır.
Juliette, kocasının isteği üzerine Jeanne'nin temiz havaya ihtiyacı olduğu için her gün bahçeye gelmesi için ikna eder. Henri her iş çıkışı geldiğinde Helene evine gider. Bu duruma bozulan Juliette kocasının gelmesi durumunda Helene'in kalkmasını istemez.Her gün bahçede Oturup sohbet ederler. Ve Henri'ye karşı duygular besleyen Helene bunu kendine yakıştırmaz ama bakışmalar devam eder. Juliette çok konuşmayı seven, lükse düşkün bir kadındır.Şaşalı bir hayat seven Juliette gözünün önündeki aşkı görmez. Henri, Helene gibi bakışlarla yetinmez ve karısının düzenlediği bir baloda aşkını itiraf eder. Helene bunu kabul etmez ve artık Deberle'nin konağına uğramaz. Rahp Jouve, kardeşi Rambaud'un onunla evlenmek istediğini, dul bir kadın olarak yaşamanın zor olduğunu söylese de Helene bunu kabul etmez.
Bir gün Henri duygularına gem vuramaz ve Helene'in kapısını çalar. Ve Helene'i ağlarken bulur, kızı yine hastanmıştır. Kızı ölümle cebelleşirken Henri bütün imkanları kullanıp kızını kurtarır. Olayın sevinciyle Helene kendini tutamayıp ona aşık olduğunu söyler. Deberle konağında bir davette Helene, Juliette'nin sevgilisiyle konuşmasına şahit olur. Juliette, Henri'yi aldatmıştır.Helene Juliette'nin nerede buluşacağını öğrenir. Adam Fetu annenin üst katında bir oda döşeyip Juliette ile orada buluşacaklardır.Bu tesadüf üzerine Helene, Henri'ye " Karın seni aldatıyor" diye isimsiz bir mektup gönderir. Juliette aşığıyla buluştuğunda Helene onları alt katta dinliyordu. Henri!nin gelmesine dakikalar kala dayanamayıp Juliette'ye kocasının geleceğini çabuk gitmelerini söyleyip arka merdivenlerden gönderir. Henri geldiğinde bunu yazanın Helene olduğunu anlar ve romantik bir ortam görünce bunu bir randevu sanır. Helene durumu açıklayamadığından bir şey söyleyemez. İkisi artık duygularına gem vuramaz ve birlikte olurlar.
Kızı Jeanne her şeyin farkındadır. Annesini çok sever, kimseyle paylaşamaz. Annesini artık onu değil de Henri'yi sevdiğini düşünür ve hastalığı daha da kötüleşir. Bundan Helene kendini suçlar. Çünkü yasak aşkından dolayı kızıyla yeterince ilgilenememiştir. Kızı ölüm döşeğindeyken Henri ziyarete geldiğinde kızı daha çok sinirlenip, öfke nöbeti tutar. Henri'nin ziyareti artık kapı önünde,diğer doktorla hastanın durumu ile ilgili olur.Çünkü Helene kendini suçlu hissettiğinden onunla görüşmez. Jeanne ölür, cenaze törenini Juliette düzenler. Henri iş için şehir dışına çıkmıştır.
Yıllar sonra Helene kızının mezarı başına geldiğinde Fetu anneyi görür. Fetu anne Henri'nin mutlu bir yaşam sürdüğünü ve bir kız çocukları olduğunu söyler. Zaten oda Mösyö Rambaud'la evlenmiştir. Arkasını dönüp baktığında bu şehrin ona acılar yaşattığını hatırlamıştır. Artık hayat eskisi gibi olmayacaktır...
BİR AŞK SAYFASI romanı bir kadının annelikle kadınlık içgüdüsünün savaşını anlatır. Aşk-Drama türü sevenler için okunmaya değer bir kitap.
YAZARI: Emile ZOLA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder